English    Türkçe    فارسی   

2
3176-3185

  • Bir bedevi, devesine iki dolu çuval yüklemiş, birisi onu lâfa tuttu.
  • یک عرابی بار کرده اشتری ** دو جوال زفت از دانه پری‏
  • Vatanından sorup konuşturdu ve o suallerle bir hayli inciler deldi.
  • او نشسته بر سر هر دو جوال ** یک حدیث انداز کرد او را سؤال‏
  • EKSIK
  • از وطن پرسید و آوردش به گفت ** و اندر آن پرسش بسی درها بسفت‏
  • Sonra dedi ki: “O iki çuvalda ne dolu? Doğruca söyle!”
  • بعد از آن گفتش که این هر دو جوال ** چیست آگنده بگو مصدوق حال‏
  • Bedevi “ Bir tanesinde buğday var. Öbürü kum, yiyecek bir şey değil! ” dedi. 3180
  • گفت اندر یک جوالم گندم است ** در دگر ریگی نه قوت مردم است‏
  • Adam “Neden bu kumu doldurdun” diye sordu. Bedevi cevap verdi: “O çuval boş kalmasın diye”.
  • گفت تو چون بار کردی این رمال ** گفت تا تنها نماند آن جوال‏
  • Adam; “Akıllılık edip buğdayın yarısını bu çuvala, yarısını da öbür çuvala koy.
  • گفت نیم گندم آن تنگ را ** در دگر ریز از پی فرهنگ را
  • Bu suretle hem çuvallar hafifler, hem devenin yükü “ dedi. Bedevi bu fikri pek beğenip “ Ey akıllı ve hür hakîm,
  • تا سبک گردد جوال و هم شتر ** گفت شاباش ای حکیم اهل و حر
  • Böyle bir ince fikir, böyle bir güzel rey sahibi olduğun halde neden böyle çırçıplaksın, yaya yürüyor, yoruluyorsun?”
  • این چنین فکر دقیق و رای خوب ** تو چنین عریان پیاده در لغوب‏
  • Dedi. O iyi kalpli bedevi, hakîme acıdı, onu deveye bindirmek istedi. Tekrar 3185
  • رحمتش آمد بر حکیم و عزم کرد ** کش بر اشتر بر نشاند نیک مرد