English    Türkçe    فارسی   

2
3188-3197

  • Hakîm dedi ki: “İkisi de değilim, halktan bir adamım. Halime, elbiseme baksana!”
  • Bedevi “Kaç deven, kaç öküzün var?” diye sordu. Hakîm cevap verdi: “Uzun etme. Ne ona malikim, ne buna!”
  • Bedevi, “Peki, bari dükkânındaki mal ne, onu söyle!” dedi. Hakîm dedi ki “Benim dükkânım nerede, yerim yurdum nerede? 3190
  • Bedevi, öyleyse paranı sorayım: sen yapayalnız gidiyorsun, hoş nasihatlerde bulunuyorsun, ne kadar paran var?
  • Âlemdeki bakırları altın yapacak kimya senin elinde, akıl ve bilgi incilerin tümen, tümen dedi!” dedi.
  • Hakîm, “Ey Arabın iftiharı, vallahi para şöyle dursun, bir gecelik yiyecek alacak mangırım bile yok.
  • Yalınayak, başıkabak koşup duruyorum. Kim, bir dilim ekmek verirse oraya gidiyorum.
  • Bu kadar hikmet, fazilet ve hünerden ancak hayal ve baş ağrısı elde ettim” deyince; 3195
  • Arap dedi ki : “ Yürü, yanımdan uzaklaş, senin nuhusetin benim başıma da çökmesin.
  • O şom hikmetini benden uzaklaştır. Sözün, zamane halkına şom.