- Arap dedi ki : “ Yürü, yanımdan uzaklaş, senin nuhusetin benim başıma da çökmesin.
- پس عرب گفتش که شو دور از برم ** تا نبارد شومی تو بر سرم
- O şom hikmetini benden uzaklaştır. Sözün, zamane halkına şom.
- دور بر آن حکمت شومت ز من ** نطق تو شرم است بر اهل زمن
- Ya sen o yana git, ben bu yana gideyim. Yahut sen önden yürü, ben arkadan yürüyeyim.
- یا تو آن سو رو من این سو میدوم ** ور ترا ره پیش من واپس روم
- Bir çuvalımda buğday, öbüründe kum olması, senin hikmetinden daha iyi be hayırsız!
- یک جوالم گندم و دیگر ز ریگ ** به بود زین حیلههای مردهریگ
- Benim ahmaklığım, çok mübarek bir ahmaklık. Gönlümde azığım var, canım perhizkâr!” 3200
- احمقیام بس مبارک احمقی است ** که دلم با برگ و جانم متقی است
- Sen de şekavetin azalmasını istiyorsan çalış, sendeki hikmet azalsın.
- گر تو خواهی کت شقاوت کم شود ** جهد کن تا از تو حکمت کم شود
- Tabiattan doğan, hayalden meydana gelen hikmet, Allah nurunun feyzinden nasipsiz bir hikmettir.
- حکمتی کز طبع زاید وز خیال ** حکمتی بیفیض نور ذو الجلال
- Dünya hikmeti, zannı, şüpheyi artırır, din hikmetiyse insanı feleğin üstüne çıkarır.
- حکمت دنیا فزاید ظن و شک ** حکمت دینی برد فوق فلک
- Âhir zamanın âdi ukalâsı, kendilerini evvelce gelenlerden üstün görürler.
- زوبعان زیرک آخر زمان ** بر فزوده خویش بر پیشینیان
- Hileler öğrenip ciğerler yakmışlar, hileler, düzenler bellemişlerdir. 3205
- حیله آموزان جگرها سوخته ** فعلها و مکرها آموخته