English    Türkçe    فارسی   

2
3197-3206

  • O şom hikmetini benden uzaklaştır. Sözün, zamane halkına şom.
  • Ya sen o yana git, ben bu yana gideyim. Yahut sen önden yürü, ben arkadan yürüyeyim.
  • Bir çuvalımda buğday, öbüründe kum olması, senin hikmetinden daha iyi be hayırsız!
  • Benim ahmaklığım, çok mübarek bir ahmaklık. Gönlümde azığım var, canım perhizkâr!” 3200
  • Sen de şekavetin azalmasını istiyorsan çalış, sendeki hikmet azalsın.
  • Tabiattan doğan, hayalden meydana gelen hikmet, Allah nurunun feyzinden nasipsiz bir hikmettir.
  • Dünya hikmeti, zannı, şüpheyi artırır, din hikmetiyse insanı feleğin üstüne çıkarır.
  • Âhir zamanın âdi ukalâsı, kendilerini evvelce gelenlerden üstün görürler.
  • Hileler öğrenip ciğerler yakmışlar, hileler, düzenler bellemişlerdir. 3205
  • Asıl sermaye iksiri olan sabrı, ihsanı, cömertliğiyle vermişlerdir.