English    Türkçe    فارسی   

2
3288-3297

  • Allah’ın gül bahçesinde her an bülbül gibi yüzlerce nağme çıkarır.
  • “Ey beni çirkin sıfatlardan kurtaran, ey cehennemi cennet haline getiren,
  • Bir yağ parçasına aydınlık bahşetmekte, bir kemiğe işitme kabiliyeti vermektesin ey gani Allah. 3290
  • Fakat o mananın cisimle ne alâkası var? Eşyanın adlarıyla, anlayışın ne münasebeti var?
  • Söz yuva gibidir, mana kuş gibi. Cisim ırmak gibidir, ruh akıp giden su gibi.
  • O ırmak akıp gitmektedir, fakat sen ona duruyor dersin, o koşup gelmektedir, sen onu bir yere kımıldamıyor sanırsın.
  • Eğer su, yerden yere gitmiyorsa, eğer su akıp durmuyorsa üstündeki yeniden, yeniye görünen çerçöp nedir ki?
  • Senin çerçöpün de fikrî suretlerindir. Aklına her an yeniden yeniye el dokunmamış düşünceler gelmektedir. 3295
  • Düşünce ırmağın yüzü de güzel ve sevimsiz çerçöpten hali değil.
  • Bu kadar suyun üstünde görünen kabuklar, gayp bağı meyvelerinin kabuklarıdır.