- Güneşi balçıkla sıvıyor, kâmil bedirde gedik arıyorsun.
- میبپوشی آفتابی در گلی ** رخنه میجویی ز بدر کاملی
- Âlemde parlayıp duran güneş bir yarasa için nasıl gizlenir? 3350
- آفتابی که بتابد در جهان ** بهر خفاشی کجا گردد نهان
- Ayıplar, pîrler ret ettiğinden ayıp oldu. Kayıplar onların hasedi yüzünden kayıp kesildi.
- عیبها از رد پیران عیب شد ** غیبها از رشک ایشان غیب شد
- Huzurdan uzaksan bari dost ol, çabucak nedamet getir, işe güce koyul,
- باری از دوری ز خدمت یار باش ** در ندامت چابک و بر کار باش
- Da o yoldan sana da bir rüzgâr essin. Rahmet, suyuna neden hasetle mani oluyorsun?
- تا از آن راهت نسیمی میرسد ** آب رحمت را چه بندی از حسد
- Uzaktaysan bile bulunduğun yerden o tarafa yönel, “Nerede olursanız olun, yüzünüzü o tarafa dönün!”
- گر چه دوری دور میجنبان تو دم ** حیث ما کنتم فولوا وجهکم
- Eşek bile hızlı yürüyeyim derken balçığa saplandı mı oradan kurtulmak için anbean oynar durur. 3355
- چون خری در گل فتد از گام تیز ** دمبهدم جنبد برای عزم خیز
- Orada kalmak için yerini düzeltmeğe kalkışmaz, bilir ki orası geçim yeri değildir.
- جای را هموار نکند بهر باش ** داند او که نیست آن جای معاش
- Duygun, eşek duygusundan daha aşağı mı ki gönlün bu balçıktan sıçramadı bile.
- حس تو از حس خر کمتر بده ست ** که دل تو زین وحلها بر نجست
- Balçığın içinde tevile ruhsat vermektesin. Çünkü oradan gönlünü almak istemiyorsun ki.
- در وحل تاویل رخصت میکنی ** چون نمیخواهی کز آن دل بر کنی