- Çünkü o karalanmış kâğıt üstüne kara yazı yazıldı mı her iki yazı da körleşir, hiçbir manası kalmaz.
- کان سیاهی بر سیاهی اوفتاد ** هر دو خط شد کور و معنیی نداد
- O kâğıda üçüncü defa bir şey yazarsan kâfirlerin canı gibi tamamıyla kapkara olur. 3385
- ور سوم باره نویسی بر سرش ** پس سیه کردی چو جان کافرش
- Şu halde her şeye çare bulan Allah’a sığınmaktan başka ne çare var? Bakırın ümitsizliğine iksir, ancak onun nazarıdır.
- پس چه چاره جز پناه چارهگر ** ناامیدی مس و اکسیرش نظر
- Ümitsizlikleri ona arz edin de devasız derdinizden kurtuluverin!”
- ناامیدیها به پیش او نهید ** تا ز درد بیدوا بیرون جهید
- Şuayb ona bu nükteleri söyleyince Şuayb’ın nefesleri yüzünden adamın gönlünde güller açıldı.
- چون شعیب این نکتهها با او بگفت ** ز آن دم جان در دل او گل شکفت
- Canı, gökyüzünden gelen vahiy sesini duydu. Dedi ki. “ Eğer bizi cezalandırdıysa nişanesi nerede?”
- جان او بشنید وحی آسمان ** گفت اگر بگرفت ما را کو نشان
- Şuayb “Yarabbi, beni kabul etmiyor. Bu muhazeye, bu cezaya nişane aramakta” dedi. 3390
- گفت یا رب دفع من میگوید او ** آن گرفتن را نشان میجوید او
- Allah “Ben ayıpları örtücüyüm, sırlarını söylemem. Ancak iptilâsına dair şu tek remzi söyleyeyim:
- گفت ستارم نگویم رازهاش ** جز یکی رمز از برای ابتلاش
- Onu cezalandırdığımın bir nişanesi şu: Oruç tutmak da dua etmekte.
- یک نشان آن که میگیرم و را ** آن که طاعت دارد از صوم و دعا
- Namaz kılmakta, zekât vermekte, başka ibadetlerde bulunmakta. Fakat ruhu bir zerre bile zevk duymuyor.
- و ز نماز و از زکات و غیر آن ** لیک یک ذره ندارد ذوق جان