English    Türkçe    فارسی   

2
3441-3450

  • Bu duraklama ne, niye şaşırdın? Irmağa ercesine ayak bas, gir suya!
  • Sen kılavuzsun, benim öncümsün. Yol ortasında durup susma” dedi.
  • Fare dedi ki: “Bu su, pek büyük, pek derin bir su. Arkadaş, ben boğulmaktan korkuyorum.”
  • Deve “Hele bir göreyim, ne kadarmış bu su?” deyip hemen ayağını attı.
  • Dedi ki: “A kör sıçan, su diz boyuymuş. A hayvanların kusuru, neden şaşırdın?” 3445
  • Fare, “Sana karınca ama bize ejderha! Dizden dize fark var.
  • Ey hünerli deve, sana diz boyu ama benim tepemden yüz arşın geçer.” dedi.
  • Deve dedi ki: “ Öyleyse bir daha küstahlık etme de cismin, canın yanıp yakılmasın.
  • Sen, kendin gibi farelerle boy ölçüş. Deveyle sıçanın sözü yoktur.”
  • Fare, “Tövbe ettim, Allah hakkı için beni bu helâk edici sudan geçir.” dedi. 3450