English    Türkçe    فارسی   

2
3482-3491

  • Hırkanı çıkar, soyun da senin hakkında kimsenin şüphesi kalmasın” dedi.
  • Derviş “Yarabbi, şu aşağılık kişiler, kulunu töhmet altına alıyorlar, fermanını eriştir” dedi.
  • Dervişin gönlü dertlenir dertlenmez hemen denizin her tarafından,
  • Yüzbinlerce balık baş çıkardı. Her birinin ağzında bir inci vardı. Ama ne inci? 3485
  • Her tanesi bir memleket haracı. Allah’tan geliyor, elbette eşi bulunmaz.
  • Derviş gemiye birkaç inci atıp fırladı, havayı âdeta kendisine bir taht edip oturdu.
  • Padişahlar gibi tahtının üstüne bağdaş kurup kuruldu.
  • O, havanın yücesinde, gemi de onun önünde!
  • Dedi ki: “Yürüyün, gidin. Gemi sizin Hak benim, yoksul bir hırsız sizinle bir arada olmasın! 3490
  • Bakalım, bu ayrılıktan kim ziyan eder? Ben hoşum, Hak’la çift, halktan tek!