English    Türkçe    فارسی   

2
3502-3511

  • Hakikat olsaydı o gördüğüm şaşılacak şey gece gündüz gözümün önünde dururdu.
  • Hâlbuki o temiz gözlerde mukimdir, hayvan gözüne karin olmaz.
  • O şaşılacak şey, o mucize, bu duygudan utanır çekinir. Tavus kuşu, hiç dar bir kuyuya girer mi?
  • Sakın bana, çok söylüyor deme. Ben, yüzde birini söylüyorum, söylediğim de pek cüzi, muhtasar! 3505
  • Sofilerin, şeyhin huzurunda çok söz söyleyen sofiyi kınamaları
  • Sofiler, bir sofiyi kınayıp tekke şeyhinin yanına gelerek,
  • Şeyhe “Ey ulumuz, medet... Bu sofiden öcümüzü al” dediler.
  • Şeyh “Sofiler, şikâyetiniz neden” diye sorunca birisi “Bu sofinin üç kötü huyu var;
  • Söze başladı mı çan gibi susmak bilmez, boyuna söyler. Yemeğe girişti mi yirmi kişinin öğününden fazla yemek yer.
  • Yattı mı uyudu mu Eshabı Kehf’e benzer” dedi. Sofiler, bu üç huy, yol ehline yaraşmaz diye şeyhin huzurunda savaşa giriştiler. 3510
  • Şeyh o fakire yüz çevirip dedi ki: “Ne halin olursa olsan, o halde itidali koru.