English    Türkçe    فارسی   

2
351-360

  • Her peygamber, o kapıyı yalnızca döğmüş, bütün dünyaya tek başına saldırmıştır.
  • Nuh, ondan kılıç isteyince Tufan dalgası, Allah kudretiyle kılıç kesilmiştir.
  • Ey Ahmet, yeryüzünün askeri kim oluyor ki? Aya bak, ayın bile alnını yar!
  • Bu suretle yıldızların yomlu, yomsuz olduğuna inanan bihaberler, bu devrin senin devrin olduğunu, kamerin devri olmadığını anlasınlar.
  • Bu devir, senin devrindir. Çünkü Kelîm olan Musa bile daima senin zamanını arzuladı. 355
  • Musa, senin devrinin parlaklığını, o devirdeki tecelli sabahının zuhurunu gördü de;
  • “ Yarabbi, o ne rahmet devri... O devir, rahmetten de ileri... O devirde rüyet var.
  • Musa’nı denizlere daldır da Ahmet’in devrinde izhar et’’ dedi.
  • Allah dedi ki : “ Sana o devri onun için gösterdim, o halvetin yolunu onun için açtım”
  • Ey Kelîm, sen o devirden uzaksın; ayağını çek, çünkü bu iklim uzundur. 360