English    Türkçe    فارسی   

2
3533-3542

  • Birisinin dört ekmeğe ihtiyacı olurda iki yahut üç tanesini yerse bu, orta bir yiyiştir.
  • Fakat dördünü de yerse bu yiyiş, orta bir yiyiş değildir ki. O adam, kaz gibi hırsına esir olmuştur.
  • Birisinin on ekmeğe iştahı olsa da altısını yese bu orta sayılır. 3535
  • Fakat benim elli ekmeğe ihtiyacım var, senin altı yufkaya müsavi değiliz ki.
  • Sen on rekât namaz kılınca usanırsın, ben beş yüz rekât namaz kılsam usanmam.
  • Birisi, ta Kâbe’ye kadar yaya gider, öbürü mescide varıncaya kadar kendisinden geçer.
  • Birisi o kadar cömerttir ki gönlü bulanmadan canını bile verir, öbürü bir dilim ekmek verebilmek için can çekişir.
  • Bu orta halli oluş, sona göredir; önü, sonu olan şeye nispetledir. 3540
  • Bir şeyde evvel, âhir olmalı ki ortası tasavvur edilebilsin.
  • Sonsuz şeyin önü, sonu nasıl olur… Önü, sonu olmayanın ortası nasıl bulunur?