English    Türkçe    فارسی   

2
3536-3545

  • Fakat benim elli ekmeğe ihtiyacım var, senin altı yufkaya müsavi değiliz ki.
  • Sen on rekât namaz kılınca usanırsın, ben beş yüz rekât namaz kılsam usanmam.
  • Birisi, ta Kâbe’ye kadar yaya gider, öbürü mescide varıncaya kadar kendisinden geçer.
  • Birisi o kadar cömerttir ki gönlü bulanmadan canını bile verir, öbürü bir dilim ekmek verebilmek için can çekişir.
  • Bu orta halli oluş, sona göredir; önü, sonu olan şeye nispetledir. 3540
  • Bir şeyde evvel, âhir olmalı ki ortası tasavvur edilebilsin.
  • Sonsuz şeyin önü, sonu nasıl olur… Önü, sonu olmayanın ortası nasıl bulunur?
  • Allah, “Deniz mürekkep olsa biterdi de Rabbimin kelimeleri bitmezdi” dedi. Kimse Allah tecellisinin evvelini, âhirini göremedi.
  • Hatta yedi deniz, tamamıyla mürekkep olsa gene biteceğini umma.
  • Bağ, orman baştanbaşa kalem olsa bu söz, yine eksilmez. 3545