- Bu orta halli oluş, sona göredir; önü, sonu olan şeye nispetledir. 3540
- این وسط در با نهایت میرود ** که مرا آن را اول و آخر بود
- Bir şeyde evvel, âhir olmalı ki ortası tasavvur edilebilsin.
- اول و آخر بباید تا در آن ** در تصور گنجد اوسط یا میان
- Sonsuz şeyin önü, sonu nasıl olur… Önü, sonu olmayanın ortası nasıl bulunur?
- بینهایت چون ندارد دو طرف ** کی بود او را میانه منصرف
- Allah, “Deniz mürekkep olsa biterdi de Rabbimin kelimeleri bitmezdi” dedi. Kimse Allah tecellisinin evvelini, âhirini göremedi.
- اول و آخر نشانش کس نداد ** گفت لو کان له البحر مداد
- Hatta yedi deniz, tamamıyla mürekkep olsa gene biteceğini umma.
- هفت دریا گر شود کلی مداد ** نیست مر پایان شدن را هیچ امید
- Bağ, orman baştanbaşa kalem olsa bu söz, yine eksilmez. 3545
- باغ و بیشه گر بود یک سر قلم ** زین سخن هرگز نگردد هیچ کم
- O mürekkebin, o kalemlerin hepsi biter de sonu olmayan bu söz yine kalır.
- آن همه حبر و قلم فانی شود ** وین حدیث بیعدد باقی بود
- Benim halim uyuyan adamın haline benzer. Gören sapık, beni uyuyor sanıyor.
- حالت من خواب را ماند گهی ** خواب پندارد مر آن را گمرهی
- Hâlbuki bil ki gözüm uyur, gönlüm uyanıktır. Bil ki işsiz güçsüz gibi duruyorum ama işimde var, gücüm de!
- چشم من خفته دلم بیدار دان ** شکل بیکار مرا بر کار دان
- Peygamber “Gözlerim uyur ama Allah lütfuyla kalbim uyumaz” dedi.
- گفت پیغمبر که عینای تنام ** لا ینام قلبی عن رب الأنام