- Çünkü ben düşüncelerden, vesveselerden geçtim, onların dışında koşup gezmekteyim.
- ز انکه من ز اندیشهها بگذشتهام ** خارج اندیشه پویان گشتهام
- Ben endişelere hâkimim, mahkûm değil. Usta, binaya hâkimdir.
- حاکم اندیشهام محکوم نی ** ز انکه بنا حاکم آمد بر بنا
- Bütün halk, endişelere, vesveselere mahkûmdur. O yüzden hepsinin gönlü hasta, hepsi gamlı, gussalıdır.
- جمله خلقان سخرهی اندیشهاند ** ز آن سبب خسته دل و غم پیشهاند
- Onların arasından çıkıp kurtulmak istersem kendimi mahsustan endişeli gösteririm. 3560
- قاصدا خود را به اندیشه دهم ** چون بخواهم از میانشان بر جهم
- Ben, yücelerde uçan bir kuşum, endişe sinek! Sinek nasıl olurda beni elde edebilir?
- من چو مرغ اوجم اندیشه مگس ** کی بود بر من مگس را دسترس
- Ayakları kırık olanlar da benimle buluşsunlar, konuşsunlar diye göğün yücelerinden kasten aşağıya inerim.
- قاصدا زیر آیم از اوج بلند ** تا شکسته پایگان بر من تنند
- Aşağılık sıfatlardan usandım mı melekler gibi uçuveririm.
- چون ملالم گیرد از سفلی صفات ** بر پرم همچون طیور الصافات
- Benim kanadım, kendinden çıkmadır. Vücuduma iki kanat yapıştırmadım ben.
- پر من رسته ست هم از ذات خویش ** بر نچسبانم دو پر من با سریش
- Cafer-i Tayyar’ın kanadı kendindendir, Cafer-i Tarrar’ın kanadı ise iğreti. 3565
- جعفر طیار را پر جاریه ست ** جعفر عیار را پر عاریه ست
- Tatmayan adama göre bu, dâvadan ibarettir. Fakat makamı yüce kişilere göre dâva değil, manadır.
- نزد آن که لم یذق دعوی است این ** نزد سکان افق معنی است این