English    Türkçe    فارسی   

2
3603-3612

  • “Karnında bir padişah var. Ülülazm ve her şeyi bilen bir peygamberdir. Ben bunu yakinen gördüm.
  • Sana rastlayınca karnımda ki çocuğum hemen secdeye vardı.
  • Karnımdaki çocuk, karnındaki çocuğa secde etti. Secdesinden bedenime titreme düştü” 3605
  • Meryem de “Ben de karnımdaki çocuğun secde ettiğini hissettim” dedi.
  • Buna karşı şüphe
  • Ahmaklar derler ki: “Bırak şu masalı. Yalan, yanlış.
  • Meryem, doğuracağı zaman yabancıdan da uzaktı, akrabadan da.
  • O güzel hatun şehirden dışarı çıktı. Doğurmadıkça şehre girmedi.
  • Doğurunca yavrusunu kucağına alıp, bağrına basıp soyunun, sopunun yanına geldi. 3610
  • Yahya’nın anası, onu nerede gördü de bu hikâyeyi anlattı, bu sözü söyledi?”
  • Bu şüpheye verilen cevap
  • Bunu ilhama mazhar olan, afakta, gayp âleminde bulunan şeyleri yanındaymış gibi bilen kişi anlar.