English    Türkçe    فارسی   

2
3656-3665

  • Ne maksudundan bir eser görünür, ne de sözden başka bir şey!
  • Ümit ipi üzülür, aradığını aramaz olur, usanır.
  • Padişah yanına dönmeye niyet eder, ağlaya, ağlaya yola düşer.
  • Şeyhin o mukallit talibe, o ağacın sırrını anlatması
  • Meğerse o nedimin ye’se kapılıp geriye döndüğü memlekette kerem sahibi, kutuplardan âlim bir şeyh varmış.
  • Nedim ümitsiz bir halde “Önce onun tekkesine gideyim de oradan yola düşeyim. 3660
  • İstediğimi bulamadım, ümidim kesildi. Bâri duası yoldaşım olsun” der;
  • Gözleri yaşlı bulut gibi yaş döke, döke Şeyhin huzuruna varır.
  • “Şeyhim, acımanın, esirgemenin tam zamanı. Ümidim kesildi... Lütfedecek an, bu an!” der.
  • Şeyh, “Ümitsizsen bile söyle. Matlûbun ne? Neye yüz tutun?” diye sorar.
  • Nedim, “Bir padişahım var, beni bir ağaç aramak üzere gönderdi. 3665