- Derken savaşa başladılar. Çünkü adların sırrından gafildiler. 3685
- در تنازع آن نفر جنگی شدند ** که ز سر نامها غافل بدند
- Ahmaklıktan birbirlerini yumruklamaya koyuldular. Bilgisizlikle dolu, bilgiden boş adamlardı bunlar.
- مشت بر هم میزدند از ابلهی ** پر بدند از جهل و از دانش تهی
- Sır sahibi, yüzlerce dil bilir, kadri yüce birisi orada olsaydı, onları uzlaştırırdı.
- صاحب سری عزیزی صد زبان ** گر بدی آن جا بدادی صلحشان
- Onlara “Ben bu bir dirhemle hepinizin isteğini yerine getiririm.
- پس بگفتی او که من زین یک درم ** آرزوی جملهتان را میخرم
- Gönlünüzü gıllügışsız bana teslim edin. Bu bir dirheminiz, sizin istediğiniz şeylerin hepsini yapar.
- چون که بسپارید دل را بیدغل ** این درمتان میکند چندین عمل
- Bir dirheminiz dört muradı da yerine getirir, dört düşman da uzlaşır, birliğe ulaşır, bir olur. 3690
- یک درمتان میشود چار المراد ** چار دشمن میشود یک ز اتحاد
- Sizin sözleriniz savaşa, nifaka sebep olur. Fakat benim sözüm, sizleri birleştirir.
- گفت هر یک تان دهد جنگ و فراق ** گفت من آرد شما را اتفاق
- Siz susun, dinleyin de konuşma hususunda diliniz ben olayım.
- پس شما خاموش باشید أنصتوا ** تا زبان تان من شوم در گفتوگو
- Sizin sözünüz yüz türlüdür, eseriyse ancak savaş ve kızgınlıktan ibaret.
- گر سخنتان مینماید یک نمط ** در اثر مایهی نزاع است و سخط
- İğreti hararetin tesiri yoktur. Fakat insanın kendisinden olan hararet müessirdir.
- گرمی عاریتی ندهد اثر ** گرمی خاصیتی دارد هنر