- Sirkeyi ateşte ısıtsan da yiyince yine bürudeti arttırır. 3695
- سرکه را گر گرم کردی ز آتش آن ** چون خوری سردی فزاید بیگمان
- Çünkü o hararet, iğretidir. Asli tabiatında bürudet ve keskinlik vardır.
- ز انکه آن گرمی او دهلیزی است ** طبع اصلش سردی است و تیزی است
- Oğul, pekmez buz tutsa da yine yiyince ciğerdeki harareti fazlalaştırır.
- ور بود یخ بسته دوشاب ای پسر ** چون خوری گرمی فزاید در جگر
- Şu halde şeyhin riyası, bizim ihlâsımızdan daha yeğ. Çünkü o riya basiretten meydana gelmedir, bu ihlâs körlükten!
- پس ریای شیخ به ز اخلاص ماست ** کز بصیرت باشد آن وین از عماست
- Şeyhin sözü, insana cemiyet-i hâtır verir, hasetçilerin nefesi ise tefrika.
- از حدیث شیخ جمعیت رسد ** تفرقه آرد دم اهل حسد
- Süleyman, Allah tecellisine uğrayınca bütün kuşların dillerini öğrenmiş oldu. 3700
- چون سلیمان کز سوی حضرت بتاخت ** کاو زبان جمله مرغان را شناخت
- Onun adalet devrinde ceylân, kaplanla uzlaşmış, savaşı bırakmıştı.
- در زمان عدلش آهو با پلنگ ** انس بگرفت و برون آمد ز جنگ
- Güvercin doğanın pençesinden emindi, koyun kurttan çekinmiyordu.
- شد کبوتر ایمن از چنگال باز ** گوسفند از گرگ ناورد احتراز
- Süleyman, düşmanlar arasında meyancılık etti, bütün kuşların arasında birlik husule geldi.
- او میانجی شد میان دشمنان ** اتحادی شد میان پر زنان
- Sen bir karıncaya benzersin, tane toplamak için koşup durmaktasın. Fakat behey azgın. Süleyman buracıkta, sen ne arıyorsun?
- تو چو موری بهر دانه میدوی ** هین سلیمان جو چه میباشی غوی