- Filvaki hiçbir tuzağa zebun olmaz ama günden güne kanatları tutulur, uçmaz olur.
- خود زبون او نگردد هیچ دام ** لیک پرش در شکست افتد مدام
- Bağ çözüp bağlamakla az uğraş da kanatların tutulmasın, uçmadan kalmayasın.
- با گره کم کوش تا بال و پرت ** نگسلد یک یک از این کر و فرت
- Yüz binlerce kuşun kanadı kırıldı da yine o ârızalı yerlerdeki tuzakları gidermedi.
- صد هزاران مرغ پرهاشان شکست ** و آن کمین گاه عوارض را نبست
- Kuran’da onların ahvalini oku haris adam: “Bütün şehirlerde gezip dolaştılar, her tarafı elde ettiler.” Bak hele “Bir kurtuluş var mı?” 3740
- حال ایشان از نبی خوان ای حریص ** نقبوا فیها ببین هل من محیص
- Türk, Rum ve Arabın kavgasından engûr ve inep şüphelerine düşmekten başka bir şey çıkmaz.
- از نزاع ترک و رومی و عرب ** حل نشد اشکال انگور و عنب
- Manevi dilleri bilen Süleyman gelmedikçe bu ikilik kalkmaz.
- تا سلیمان لسین معنوی ** در نیاید بر نخیزد این دوی
- Kavgacı kuşlar, hepiniz doğan gibi şehriyarın şu davulunu duyun!
- جمله مرغان منازع بازوار ** بشنوید این طبل باز شهریار
- Aranızdaki ihtilâfı bırakın da ruhunuzu her yandan şâdedin.
- ز اختلاف خویش سوی اتحاد ** هین ز هر جانب روان گردید شاد
- Nerede olursanız olun, yüzünüzü o tarafa dönün. O Süleyman, sizi kendine teveccühten men etmedi ki. 3745
- حیث ما کنتم فولوا وجهکم ** نحوه هذا الذی لم ینهکم
- Fakat kör kuşlarız, terbiyeden hayli uzağız. O Süleyman’ı bir an bile tanımadık gitti!
- کور مرغانیم و بس ناساختیم ** کان سلیمان را دمی نشناختیم