English    Türkçe    فارسی   

2
3743-3752

  • Kavgacı kuşlar, hepiniz doğan gibi şehriyarın şu davulunu duyun!
  • جمله مرغان منازع بازوار ** بشنوید این طبل باز شهریار
  • Aranızdaki ihtilâfı bırakın da ruhunuzu her yandan şâdedin.
  • ز اختلاف خویش سوی اتحاد ** هین ز هر جانب روان گردید شاد
  • Nerede olursanız olun, yüzünüzü o tarafa dönün. O Süleyman, sizi kendine teveccühten men etmedi ki. 3745
  • حیث ما کنتم فولوا وجهکم ** نحوه هذا الذی لم ینهکم‏
  • Fakat kör kuşlarız, terbiyeden hayli uzağız. O Süleyman’ı bir an bile tanımadık gitti!
  • کور مرغانیم و بس ناساختیم ** کان سلیمان را دمی نشناختیم‏
  • Baykuşlar gibi doğanlara düşmanız, hulâsa viranelerde kalmışız.
  • همچو جغدان دشمن بازان شدیم ** لاجرم وامانده‏ی ویران شدیم‏
  • Bilgisizliğimiz, körlüğümüz son derecede. Bu yüzden de Allah azizlerini incitmeye kastediyoruz.
  • می‏کنیم از غایت جهل و عما ** قصد آزار عزیزان خدا
  • Süleyman’dan aydınlanan kuşlar, nasıl olur da suçsuz, sebepsiz bir kuşun kanadını yolarlar?
  • جمع مرغان کز سلیمان روشنند ** پر و بال بی‏گنه کی بر کنند
  • Kanadını yolmak şöyle dursun, onlar, âcizlere yem verirler. O kuşlarda aykırılık ve kin yoktur. Hoş kuştur onlar, hoş kuş! 3750
  • بلکه سوی عاجزان چینه کشند ** بی‏خلاف و کینه آن مرغان خوشند
  • Onların hüthüteleri kutlulamak üzere yüzlerce Belkıs’ın yolunu açar;
  • هدهد ایشان پی تقدیس را ** می‏گشاید راه صد بلقیس را
  • Kargaları surette kargadır, hakikatte himmet doğanı “Mâzâga” sırrına mazhardır onlar.
  • زاغ ایشان گر به صورت زاغ بود ** باز همت آمد و ما زاغ بود