English    Türkçe    فارسی   

2
3798-3807

  • “Bu su nereden?” diye sordu. Zahit, elini kaldırıp “Gökten” diye cevap verdi.
  • Adam, “ Kuyu” ip yokken ne vakit istesen su bulabilir misin? Hemen yağmur yağar mı?
  • Ey din sultanı, müşkülümüzü halleder hallet de yakına erelim. 3800
  • Sırlarından bir sırrı bize de göster de bellerimizden zünnarları kesip atalım” dedi.
  • Zahit, gözlerini göğe kaldırarak dedi ki: “Yarabbi, hacıların duasına icabet et.
  • Ben gökten rızık aramaya alışmışım, sen bana gökten kapı açtın.
  • Ey Lâmekân âleminden mekân izhar eden, ey “Rızkınız göktedir” sırrını ayan eyleyen!”
  • Zahit, bu münacattayken hemen su sömüren fil gibi bir latif bulut peyda oldu. 3805
  • Bardaktan boşanırcasına yağmur yağmaya başladı, derelerde, mağaralarda gölcükler meydana geldi.
  • Bulut, tulumlar gibi gözyaşı döküyordu. Hacıların hepsi mataralarını açtı.