English    Türkçe    فارسی   

2
405-414

  • Boğazına düşkün, yemeye alışkın sofiler, köpek gönüllüdürler, fakat kedi gibi yüzlerini yıkarklar, temiz görünürler. 405
  • صوفیان طبل خوار لقمه جو ** سگ دلان و همچو گربه روی شو
  • Çocuğun feryadından hırlı, hırsız birçok kişi başına toplandı.
  • از غریو کودک آن جا خیر و شر ** گرد آمد گشت بر کودک حشر
  • Çocuk, ”Ey kötü Şeyh, beni ustam muhakkak öldürür.
  • پیش شیخ آمد که ای شیخ درشت ** تو یقین دان که مرا استاد کشت‏
  • Eğer yanına eli boş gidersem beni keser, buna razı mısın?” diyordu.
  • گر روم من پیش او دست تهی ** او مرا بکشد اجازت می‏دهی‏
  • Borçlular da inkâra düşüp Şeyh’e yüz çevirerek “Bu ne oyun ki?
  • و آن غریمان هم به انکار و جحود ** رو به شیخ آورده کاین باری چه بود
  • Bizim malımızı yedin, borçlu gidiyorsun. Böyle olduğu halde neden başka bir zulümde daha bulundun?” diyorlardı. 410
  • مال ما خوردی مظالم می‏بری ** از چه بود این ظلم دیگر بر سری‏
  • Çocuk ikindi namazı vaktine kadar ağladı.Şeyh’e gelince,gözlerini yummuş,ona hiç bakmıyordu.
  • تا نماز دیگر آن کودک گریست ** شیخ دیده بست و در وی ننگریست‏
  • Bu cefaya, bu aykırı işe aldırış etmemekteydi. Ay gibi yüzünü yorganın içine çekmişti.
  • شیخ فارغ از جفا و از خلاف ** در کشیده روی چون مه در لحاف‏
  • Ezelle hoş, ecelle sevinçli, havas ve acamın kınamasından, dedikodusundan el ayak çekmiş!
  • با ازل خوش با اجل خوش شاد کام ** فارغ از تشنیع و گفت خاص و عام‏
  • Can, bir adamın yüzüne gülerse, ona halkın ekşi suratlı oluşundan ne zarar.
  • آن که جان در روی او خندد چو قند ** از ترش رویی خلقش چه گزند