- İsa, o gencin isteğiyle kemiklere Allah adını okudu.
- خواند عیسی نام حق بر استخوان ** از برای التماس آن جوان
- Allah’ın hükmü, o çiğ herif için o kemikleri diriltti.
- حکم یزدان از پی آن خام مرد ** صورت آن استخوان را زنده کرد
- Aradan bir kara aslan da dirilip sıçradı, ahmağa bir pençe vurup öldürdü.
- از میان بر جست یک شیر سیاه ** پنجهای زد کرد نقشش را تباه
- Kellesini kopardı, hemen beynini yere akıttı. Kafasında ceviz içi kadar beyin bile yoktu. 460
- کلهاش بر کند مغزش ریخت زود ** مغز جوزی کاندر او مغزی نبود
- Zaten beyni bile olsaydı o kırılmakta, o helâk olmakla ancak bedeni zail olur, ruhu kalırdı.
- گر و را مغزی بدی اشکستنش ** خود نبودی نقص الا بر تنش
- İsa aslana ,”Neden derhal onu paraladın?” dedi. Aslan, ”Sen ondan sıkılmış, perişan bir hale gelmiştin de ondan “ diye cevap verdi.
- گفت عیسی چون شتابش کوفتی ** گفت ز آن رو که تو زو آشوفتی
- İsa, “O halde niçin kanını içmedin?” deyince de dedi ki: “O benim rızkım değildi. Bana nasip olmamıştı.”
- گفت عیسی چون نخوردی خون مرد ** گفت در قسمت نبودم رزق خورد
- Nice kişiler vardır ki, o kükremiş aslan gibi avını yemeden dünyadan gitmiştir.
- ای بسا کس همچو آن شیر ژیان ** صید خود ناخورده رفته از جهان
- Kısmeti bir saman çöpü bile değilken hırsı dağ kadar. Allah’a yüzü yok. Âlem yanında kadir kıymet kazanmış! 465
- قسمتش کاهی نه و حرصش چو کوه ** وجه نه و کرده تحصیل وجوه
- Ey bize güç şeyleri kolaylaştıran Allah! Bizi abes ve boş şeylerden kurtar.
- ای میسر کرده بر ما در جهان ** سخره و بیگار ما را وارهان