English    Türkçe    فارسی   

2
508-517

  • Hak da “Ey mağrur kör, Tur dağı benim adımdan paramparça olmadı mı?
  • Eğer biz kitabımızı dağa indirseydik dağ parçalanır, yerinden kopar, başka bir yere göçerdi.
  • Eğer Uhud Dağı, beni anlasaydı o dağdan ırmak, ırmak kan akardı.” deyip duruyor, 510
  • Sen bu adı babandan, anandan işittin de onun için bu ada gafilce yapıştın.
  • Bu sırrı taklitsiz anlasan Allah lütfuyla nişansız bir hale gelir, hâtife benzersin.
  • Tehdit için söyleyeceğimiz şu hikâyeyi duy da taklidin zararını bil!
  • Sofilerin, sema için konuğun eşeğini satmaları
  • Bir sofi yoldan gelip bir tekkeye misafir oldu. Eşeğini götürüp ahıra çekti.
  • Eliyle sucağızını, yemceğizini verdi. Bundan önce söylediğimiz hikâyedeki gibi yapmadı. 515
  • İhtiyatlı davrandı, fakat kaza gelince ihtiyatın ne faydası olur?
  • Sofiler, yok, yoksul kişilerdi. Yoksulluk, az kala helâk edici bir küfür ola yazdı.