Yemek yediler sema’ya başladılar. Tekke, tavanına kadar toza, dumana boğuldu.
لوت خوردند و سماع آغاز کرد ** خانقه تا سقف شد پر دود و گرد
Bir taraftan mutfaktan çıkan duman, bir taraftan o ayak vurmadan çıkan toz, bir taraftan sofilerin iştiyak ve vecitle canlarıyla oynamaları ortalığı birbirine katmıştı.530
دود مطبخ گرد آن پا کوفتن ** ز اشتیاق و وجد جان آشوفتن
Gâh el çırparak ayak vuruyorlar, gâh secde ederek yeri süpürüyorlardı.
گاه دست افشان قدم میکوفتند ** گه به سجده صفه را میروفتند
Dünyada tamahsız sofi az bulunur. O sebepten sofi hayli hor, hakirdir.
دیر یابد صوفی آز از روزگار ** ز آن سبب صوفی بود بسیار خوار
Ancak Allah nuruyla doyan ve dilenme zilletinden kurtulmuş olan sofi, bundan müstesnadır.
جز مگر آن صوفیی کز نور حق ** سیر خورد او فارغ است از ننگ دق
Fakat sofilerin binde biri bu çeşit sofilerdendir. Öbürleri de onun sayesinde yaşarlar.
از هزاران اندکی زین صوفیند ** باقیان در دولت او میزیند
Sema, baştan sona doğru varınca çalgıcı bir Yörük semai usulünce taganniye başladı.535
چون سماع آمد از اول تا کران ** مطرب آغازید یک ضرب گران
“ Eşek gitti, eşek gitti”, demeye koyuldu. Bu hararetli usule hepsi uyup,
خر برفت و خر برفت آغاز کرد ** زین حراره جمله را انباز کرد
Bu şevkle seher çağına kadar ayak vurup el çırparak “Ey oğul, eşek gitti, eşek gitti” dediler.
زین حراره پای کوبان تا سحر ** کفزنان خر رفت و خر رفت ای پسر
O, konuk olan sofi de onları taklit ederek “Eşek gitti” diye bağırmaya başlamıştı.
از ره تقلید آن صوفی همین ** خر برفت آغاز کرد اندر حنین