- Bir rahata kavuşurum ümidiyle nereye kaçsan orada önüne bir âfet çıkar. 590
- گر گریزی بر امید راحتی ** ز آن طرف هم پیشت آید آفتی
- Afetsiz, felaketiz hiçbir köşe yoktur. Allah’ın halvet yerinden başka hiçbir yerde dinlenmek, rahata kavuşmak mümkün değildir.
- هیچ کنجی بیدد و بیدام نیست ** جز به خلوتگاه حق آرام نیست
- Kurtulmaya hiçbir çare olmayan bu dünya zindanının ayakbastı parası alınmayan, hapishane dayağı atılmayan bir bucağı yoktur.
- کنج زندان جهان ناگزیر ** نیست بیپا مزد و بیدق الحصیر
- Vallahi fare deliğine girsen yine bir kedi pençeliye çatarsın.
- و الله ار سوراخ موشی در روی ** مبتلای گربه چنگالی شوی
- Âdemoğlu, hayalle gelişir. Hayalleri güzelse onunla rahatlaşır.
- آدمی را فربهی هست از خیال ** گر خیالاتش بود صاحب جمال
- Yok... Eğer gözüne kötü hayaller görünürse ateşten eriyen mum gibi erir gider. 595
- ور خیالاتش نماید ناخوشی ** میگدازد همچو موم از آتشی
- Yılanların, akreplerin içinde bile olsan Allah, seni güzel hayallerle avutursa,
- در میان مار و کژدم گر ترا ** با خیالات خوشان دارد خدا
- Yılanlar, akrepler sana munis olur. Çünkü hayalin, aşağılık şeyleri altın yapan bir kimyadır.
- مار و کژدم مر ترا مونس بود ** کان خیالت کیمیای مس بود
- Sabır, güzel hayallerle tatlılaşır. Çünkü her şeyden evvel içinde bulunduğun sıkıntıdan kurtulma hayaline düşersin.
- صبر شیرین از خیال خوش شده ست ** کان خیالات فرج پیش آمده ست
- O kurtuluş ümidi, içteki imandan gelir. İman zayıflığından da ümitsizliğe, iç sıkıntısına uğrarsın.
- آن فرج آید ز ایمان در ضمیر ** ضعف ایمان ناامیدی و زحیر