- İtizale uyan, duyguya kapılmıştır. Fakat sapıklıktan kendini Sünnî gösterir.
- سخرهی حساند اهل اعتزال ** خویش را سنی نمایند از ضلال
- Duyguda kalan kişi, Mutezilî’dir. Sünnî’yim dese de cahillikten der.
- هر که در حس ماند او معتزلی ست ** گر چه گوید سنیم از جاهلی ست
- Duygudan çıkan kişi Sünnî’dir. Gören göz, izi hoş akıl gözüdür.
- هر که بیرون شد ز حس سنی وی است ** اهل بینش چشم عقل خوش پی است
- Hayvan duygusu padişahı görseydi öküzle eşek de Allah’ı görürdü. 65
- گر بدیدی حس حیوان شاه را ** پس بدیدی گاو و خر الله را
- Sende hayvan duygusundan başka, heva ve hevesten dışarı bir duygu olmasaydı.
- گر نبودی حس دیگر مر ترا ** جز حس حیوان ز بیرون هوا
- Âdemoğulları; nasıl olurda mükerrem, nasıl olur da hayvanla müşterek duygu ile sırra mahrem olurlardı?
- پس بنی آدم مکرم کی بدی ** کی به حس مشترک محرم شدی
- Sen suretten kurtulmadıkça Allah ya surete sığmaz yahut sığar demen, aslı olmayan bir sözden ibarettir.
- نا مصور یا مصور گفتننت ** باطل آمد بی ز صورت رستنت
- Tasvire sığar yahut sığmaz bahsi; tamamıyla iç olmuş, suretten kurtulmuş adamın harcıdır.
- نامصور یا مصور پیش اوست ** کاو همه مغز است و بیرون شد ز پوست
- Eğer körsen köre teklif yoktur. Değilsen yürü, var; sabır kurtuluşun anahtarıdır. 70
- گر تو کوری نیست بر اعمی حرج ** ور نه رو کالصبر مفتاح الفرج
- Sabır ilâcı, gözlerin perdesini de yakar, göğüsleri gönülleri de yarıp açar.
- پردههای دیده را داروی صبر ** هم بسوزد هم بسازد شرح صدر