- Öyle bir kimyan var ki onu değiştirebilir, kan ırmağıysa Nil haline getirirsin.
- کیمیا داری که تبدیلش کنی ** گر چه جوی خون بود نیلش کنی
- Bu çeşit tebdil edişler, senin işin, bu türlü iksirler senin sırlarındır. 695
- این چنین میناگریها کار تست ** این چنین اکسیرها اسرار تست
- Suyu toprağı birbirine kattın; sudan topraktan âdem teninin suretini düzdün.
- آب را و خاک را بر هم زدی ** ز آب و گل نقش تن آدم زدی
- Sonra onu karıya, dayıya, amcaya, binlerce düşünceye, neşeye ve gama kattın.
- نسبتش دادی و جفت و خال و عم ** با هزار اندیشه و شادی و غم
- Daha sonra da bazılarına hürlük verdin; bu gamdan, bu neşeden kurtardın:
- باز بعضی را رهایی دادهای ** زین غم و شادی جدایی دادهای
- Kendisinden, soyundan hâlâs etti, her güzeli, gözüne çirkin gösterdin.
- بردهای از خویش و پیوند و سرشت ** کردهای در چشم او هر خوب زشت
- Böyle adam, his âlemine mensup ne varsa reddeder, görünmeyene dayanır. 700
- هر چه محسوس است او رد میکند ** و انچه ناپیداست مسند میکند
- Aşkı meydandadır da maşuku gizli. Zahiri sevgili de, cihanda o gizli maşukun bir imtihanından ibaret.
- عشق او پیدا و معشوقش نهان ** یار بیرون فتنهی او در جهان
- Bunu bırak, surette olan aşklar mutlaka surete ve güzel kadına değildir.
- این رها کن عشقهای صورتی ** نیست بر صورت نه بر روی ستی
- İster bu cihanın aşkı olsun ister o cihanın aşkı. Hakikî maşukta suret yoktur.
- آن چه معشوق است صورت نیست آن ** خواه عشق این جهان خواه آن جهان