- Hissine hâkim olan, akıl ziyasıdır. Bunu, bakırının üstündeki altın bil.
- پرتو عقل است آن بر حس تو ** عاریت میدان ذهب بر مس تو
- İnsanlardaki güzellik, altın yaldızdır. Öyle olmasaydı nasıl olurdu da sevgilin kart bir eşek haline gelirdi?
- چون زر اندود است خوبی در بشر ** ور نه چون شد شاهد تو پیر خر
- Melek gibiyken Şeytana döndü ya. Elbette çünkü o güzellik ona ariyetti.
- چون فرشته بود همچون دیو شد ** کان ملاحت اندر او عاریه بد
- O güzelliği yavaş ,yavaş alıyor, taze fidan gitgide kuruyor. ,
- اندک اندک میستانند آن جمال ** اندک اندک خشک میگردد نهال
- Var, “Yaşattıkça kuvvetlerini azaltır” ayetini oku da gönül iste, kemiğe gönül verme. 715
- رو نعمره ننکسه بخوان ** دل طلب کن دل منه بر استخوان
- Çünkü o gönül güzelliği, baki güzelliktir. O güzellik devleti, Abıhayata sâkidir.
- کان جمال دل جمال باقی است ** دولتش از آب حیوان ساقی است
- Esasen abıhayat da kendisidir, saki de kendisi, sarhoş da. Tılsımın bozuldu mu üçü birleşir.
- خود هم او آب است و هم ساقی و مست ** هر سه یک شد چون طلسم تو شکست
- Fakat bu birliği kıyas yoluyla bilemezsin. Kulluk et ey kendini bilmez, saçma sapan söylenme.
- آن یکی را تو ندانی از قیاس ** بندگی کن ژاژ کم خا ناشناس
- Senin mana sandığın surettir, eğretidir. Sen kendince övünüp seviniyorsun!
- معنی تو صورت است و عاریت ** بر مناسب شادی و بر قافیت
- Mana odur ki seni senden alır; suretten müstağni kalır. 720
- معنی آن باشد که بستاند ترا ** بینیاز از نقش گرداند ترا