- Subhu sadıkı, subhu kâzipten, şarabın rengini kadehin renginden ayırt et ki. 755
- صبح کاذب را ز صادق واشناس ** رنگ می را باز دان از رنگ کاس
- Bu sabır ve sebatla şu yedi renkli zahiri gözden başka bir göz elde edersin.
- تا بود کز دیدهگان هفت رنگ ** دیدهای پیدا کند صبر و درنگ
- O gözle bu renklerden başka renkler, taşlar yerine mücevherler görürsün.
- رنگها بینی بجز این رنگها ** گوهران بینی به جای سنگها
- Hatta gevher nedir ki? Sen, kendin bir deniz olur, göklerde seyreden bir güneş kesilirsin.
- گوهر چه بلکه دریایی شوی ** آفتاب چرخ پیمایی شوی
- İş sahibi, iş yurdunda gizlidir. Yürü, onu ancak iş yurdunda apaçık görürsün.
- کار کن در کارگه باشد نهان ** تو برو در کارگه بینش عیان
- Mademki iş, sahibine bir hicap olmuştur? Şu halde onu işinden başka bir yerde göremezsin. 760
- کار چون بر کار کن پرده تنید ** خارج آن کار نتوانیش دید
- Mademki iş yurdu; iş sahibinin mekânıdır, dışarıda kalan gafildir.
- کارگه چون جای باش عامل است ** آن که بیرون است از وی غافل است
- O halde iş yurduna, yani yokluğa gel ki sanatı da sanatkârı da bir arada göresin.
- پس در آ در کارگه یعنی عدم ** تا ببینی صنع و صانع را بهم
- Mademki iş yurdu; apaçık görüş yeridir, tabii iş yurdundan dışarısı da hicap mahallidir.
- کارگه چون جای روشن دیدهگی است ** پس برون کارگه پوشیدگی است
- İnatçı Firavun, varlığa yüz tuttu çünkü onun yerini görmüyordu.
- رو به هستی داشت فرعون عنود ** لاجرم از کارگاهش کور بود