Gönül olmasa ten, konuşmayı ne bilir? Gönül aramasa ten, araştırmadan ne anlar?
دل نباشد، تن چه داند گفتوگو ** دل نجوید، تن چه داند جستجو
Demek ki şûlelerin nazargâhı o demirdir. Şu halde Allah’ın nazargâhı da gönüldür, ten değil!
پس نظرگاه شعاع آن آهن است ** پس نظرگاه خدا دل نی تن است
Sonra bu cüzi olan gönüller de hakikî maden olan gönül sahibinin gönlüne nispetle ten gibidir.
باز این دلهای جزوی چون تن است ** با دل صاحب دلی کاو معدن است
Bu söz, çok misal ister, çok şerh ve izah ister. Fakat avamın anlayışı sürçer diye korkuyorum.840
بس مثال و شرح خواهد این کلام ** لیک ترسم تا نلغزد وهم عام
Bu suretle iyiliğimiz kötülük olmasın. İyilik yapıyoruz diye kötülükte bulunmayalım, bu söylediğim de ancak kendimde olmadığından, ihtiyarım elimde bulunmadığından.
تا نگردد نیکویی ما بدی ** اینکه گفتم هم نبد جز بیخودی
Çarpık ayağa çarpık ayakkabı daha iyi, yoksulun eli ancak kapıya varır.
پای کج را کفش کج بهتر بود ** مر گدا را دستگه بر در بود
Padişahın, yeni aldığı iki köleyi sınaması
امتحان پادشاه به آن دو غلام که نو خریده بود
Bir padişah ucuza iki köle satın aldı. Onlardan birisiyle bir iki söz konuştu.
پادشاهی دو غلام ارزان خرید ** با یکی ز آن دو سخن گفت و شنید
Köleyi anlayışlı, zeki ve tatlı sözlü buldu. Zaten şeker gibi dudaktan ancak şeker şerbeti zuhur eder.
یافتش زیرک دل و شیرین جواب ** از لب شکر چه زاید شکر آب
Âdemoğlu dilinin altında gizlidir. Bu dil, can kapısına perdedir.845
آدمی مخفی است در زیر زبان ** این زبان پرده است بر درگاه جان
Bir rüzgâr esti de kapıyı kaldırdı mı evin içinde ne varsa görürüz.
چون که بادی پرده را در هم کشید ** سر صحن خانه شد بر ما پدید