- Peygamber “Kıyamet gününde verilecek karşılığı yakînen bilen, 895
- گفت پیغمبر که هر که از یقین ** داند او پاداش خود در یوم دین
- Bire on karşılık verileceğini anlayan kişinin cömertliği artıp durur, bu çeşit adam, türlü, türlü cömertlikler icat eder.” dedi.
- که یکی را ده عوض میآیدش ** هر زمان جودی دگرگون زایدش
- Cömertlik, bütün karşılıkları görmedir. Şu halde karşılığı görüş, korkunun zıddıdır.
- جود جمله از عوضها دیدن است ** پس عوض دیدن ضد ترسیدن است
- Nekeslik de karşılıkları görmemektir. İnciyi görmek, denize dalan dalgıcı sevindirir.
- بخل نادیدن بود اعواض را ** شاد دارد دید در خواض را
- Eğer cömertliğe karşılık verilecek olan şeyleri herkes görseydi dünyada kimse nekes olamazdı. Çünkü hiçbir kimse karşılıksız bir şey bağışlamaz.
- پس به عالم هیچ کس نبود بخیل ** ز انکه کس چیزی نبازد بیبدیل
- Şu halde cömertlik gözden gelir, elden değil. İşe yarayan görüştür, gözü açıktan başkası kurtulamaz. 900
- پس سخا از چشم آمد نه ز دست ** دید دارد کار جز بینا نرست
- Arkadaşımın bir kusuru da kendisini görmemesidir. O, kendisinde kusur arar durur.
- عیب دیگر این که خود بین نیست او ** هست او در هستی خود عیب جو
- Kendi ayıbını söyler, kendi ayıbını arar. Herkesi iyi bilir, herkesle dosttur da kendisiyle dost değildir.”
- عیب گوی و عیب جوی خود بده ست ** با همه نیکو و با خود بد بده ست
- Padişah “ Arkadaşını övmede ileri gitme. Onu överken kendini övmeye kalkışma.
- گفت شه جلدی مکن در مدح یار ** مدح خود در ضمن مدح او میار
- Çünkü onu imtihana çekersem ilerde utanırsın” dedi.
- ز انکه من در امتحان آرم و را ** شرمساری آیدت در ما ورا
- Kölenin, iyi zannı yüzünden arkadaşının doğruluğuna ve vefakârlığına yemin etmesi
- قسم غلام در صدق و وفای یار خود از طهارت ظن خود