English    Türkçe    فارسی   

2
962-971

  • Her şey, neye lâyıksa o şekle tebeddül eder. Sürünün çobanı, sürüye lâyık kişidir.
  • Mahşerde her arazın bir sureti vardır, her araz suretinin de bir nöbeti.
  • Kendine bak, sen de araz değil miydin, anandan, babandan hâsıl olmadın mı ve bir maksat uğrunda birisiyle eş değil misin?
  • Evlere köşklere bak. Bunlar mühendisin tasavvuratından ibaretti. 965
  • Güzel olarak gördüğümüz sofası hoş. Tavanı, kapısı mükemmel olan filan ev ,(mühendisin zihnindeydi).
  • Mühendisin zihnindeki o araz, o düşünce aletleri hazırladı, ormanlardan direkleri getirdi (ev yapılıp meydana çıktı.)
  • Her hünerin aslı, esası, hayâlden, arazdan, düşünceden başka nedir ki?
  • Dünyanın bütün cüzilerine, fakat garazsızca bak; arazdan başka bir şeyden meydana gelmemiştir.
  • Önceki fikir, sonun da fiile gelir. Dünyanın kuruluşunu ezelden beri böyle bil. 970
  • Meyveler, gönülde evvelce vücuda gelir de sonunda fiile çıkar.