- Dedim ki: Ey gönül sen küllî bir ayna ara. Denize git, ırmaktan iş bitmez!
- گفتم ای دل آینهی کلی بجو ** رو به دریا کار برناید به جو
- Kul, bu istek yüzünden civarına geldi. Meryem’i hurma fidanına derdi çekti.
- زین طلب بنده به کوی تو رسید ** درد مریم را به خرما بن کشید
- Gönlüm, gözünü görünce o görmemiş göz yok oldu; gönlüm gözün ta kendisi kesildi.
- دیدهی تو چون دلم را دیده شد ** این دل نادیده غرق دیده شد
- Seni ebedî olarak küllî bir ayna gördüm. Gözünden kendi suretimi müşahede ettim. 100
- آینهی کلی ترا دیدم ابد ** دیدم اندر چشم تو من نقش خود
- Nihayet ben, beni buldum, iki gözünde aydın bir yol gördüm, dedim
- گفتم آخر خویش را من یافتم ** در دو چشمش راه روشن یافتم
- Vehmin; kendine gel, o senin hayalindir. Kendini hayalinden ayırt et dedi.
- گفت وهمم کان خیال تست هان ** ذات خود را از خیال خود بدان
- Suretim gözünden seslendi: Birlikte ben senim, sen de bensin.
- نقش من از چشم تو آواز داد ** که منم تو تو منی در اتحاد
- Hayal bu zevali olmayan aydın gözdeki hakikatlerden nasıl yol bulur da girer?
- کاندر این چشم منیر بیزوال ** از حقایق راه کی یابد خیال
- Suretini, benden başkasının gözlerinden görürsen onu hayal bil, onu reddet! 105
- در دو چشم غیر من تو نقش خود ** گر ببینی آن خیالی دان و رد
- Çünkü benden başkası, gözüne yokluk sürmesi çekmekte hakikatte yok olan şeylerle gözünü sürmelemekte… Şarabı, Şeytanının tasvirinden tatmaktadır.
- ز آن که سرمهی نیستی در میکشد ** باده از تصویر شیطان میچشد