English    Türkçe    فارسی   

3
1020-1029

  • Ama siz bir cemada gidiyor, ona yöneliyorsunuz. Artık cematların canına, sırrına nasıl mahrem olursunuz ki? 1020
  • Cematlardan can âlemine gidin de âlemin cüzülerinin ahengini duyun!
  • O vakit cansız şeylerin tespihlerini apaçık duyarsın da tevil vesveselerine kapılmazsın.
  • Can âleminde kandiller yok da görmek için tevillere yapışıyorsun.
  • “Tespihten maksat, nasıl olur da zahirî tespih olur? Bu tespihte bulunan bu cansız şeyleri görmek de sapıklıktan başka bir şey değil.
  • Doğrusu şu: onları gören, ibret alır da Allah’ı tespih eder. 1025
  • Sana Allah’ı tespih etmeyi hatırlıyor ya… İşte bu tespihe delil olmaları, onları tespih etmesi demektir” dersin.
  • İtizal ehlinin tevili budur işte. Hal nuruna sahip olmayan kişinin işi budur.
  • İnsan, duygudan çıkmadı mı gayb âlemine tamamıyla yabancıdır.
  • Bu sözün sonu gelmez… Yılancı, o yılanı yüzlerce zahmetle çeke çeke,