English    Türkçe    فارسی   

3
1034-1043

  • Onlar, yılanı görmek için bekleşiyorlardı. O da etraftaki halk tamamıyla toplansın diye bekliyordu.
  • Halk, iyice toplansın da elime geçecek para çok olsun diyordu. 1035
  • Yüz binlerce herzevekil toplandı, halka oldular. Bir ayak, bin ayaküstüne geldi!
  • Kalabalıktan erkeğin kadından haberi yoktu. Halkla ileri gelenler birbirlerine girmiş âdeta kıyametten bir alâmet olmuştu.
  • Yılancı, yılanın üstündeki kilimi kımıldattıkça halk, parmaklarının ucuna basıp boyunlarını uzatıyordu.
  • Ejderha, zemheriden donmuştu. Yüzlerce kilimin, kebenin altındaydı.
  • Yılancı, ihtiyatı elden bırakmamış, onu kalın iplerle bağlamıştı. 1040
  • Fakat halkın toplanmasını beklerken epeyce bir zaman geçmiş, Irak güneşi, yılanın üstüne vurmuştu.
  • Güneş onu epeyce ısıtınca azasından soğuk ahlât sıyrılıp gitmişti.
  • O müddet zarfında ölü bir halde bulunan ejderha dirildi, kımıldamaya başladı.