- Bu kavim, hacca ayakları kırık olduğu halde topallaya topallaya giderler. Sıkıntıdan kurtuluşa gizli bir yol vardır.
- پا شکسته میروند این قوم حج ** از حرج راهیست پنهان تا فرج
- Bu tarife gönüllerini bilgilerden yıkayıp arıtmışlardır. Çünkü bu yol, zahirî bilgiyi tanımaz.
- دل ز دانشها بشستند این فریق ** زانک این دانش نداند آن طریق
- Bu yolda, aslı o âlemden olan bir bilgi gerek. Zira her feri, aslında yol gösterir.
- دانشی باید که اصلش زان سرست ** زانک هر فرعی به اصلش رهبرست
- Her kanat, denizi aşacak kudrete nereden sahip olacak? Allah bilgisi gerek ki insanı Allah’a ulaştırsın. 1125
- هر پری بر عرض دریا کی پرد ** تا لدن علم لدنی میبرد
- Şu halde adama sonunda gönülden silinip arıtılması lâzım olan bilgiyi neye öğretirsin?
- پس چرا علمی بیاموزی به مرد ** کش بباید سینه را زان پاک کرد
- Öyleyse bu âlemde ileri gitmeye heves etme, topal ol da geri dönerken en öne düş.
- پس مجو پیشی ازین سر لنگ باش ** وقت وا گشتن تو پیش آهنگ باش
- Ey nazik adam, ileri giden son gelenlerden ol. Taze ve turfanda meyve, ağaca nazaran daha ileridedir, derecesi daha üstündür.
- آخرون السابقون باش ای ظریف ** بر شجر سابق بود میوهی طریف
- Gerçi meyve ağaçtan sonra vücuda gelir, fakat hakikatte evvel odur, çünkü ağaçtan maksat odur.
- گرچه میوه آخر آید در وجود ** اولست او زانک او مقصود بود
- Melekler gibi "Bizim bilgimiz yok" de de, “Ancak senin bildirdiğin bilgiyi biliriz” sırrı elini tutsun. 1130
- چون ملایک گوی لا علم لنا ** تا بگیرد دست تو علمتنا
- Bu mektep de hecelemeyi bilmezsen Ahmed gibi akıl ve irfan nuriyle dolarsın.
- گر درین مکتب ندانی تو هجا ** همچو احمد پری از نور حجی