English    Türkçe    فارسی   

3
118-127

  • Ölüm haline gelen hastanın önünde gürzlerle kılıçlar his âlemine girdiler.
  • O, bu kılıçların ona çekildiğini görür. Fakat ondan başka düşmanın gözü de bağlıdır, dostun gözü de…
  • Dünya hırsı gitti de o yüzden hastanın gözü kuvvetlendi; gözü, kan dökme zamanı aydınlandı. 120
  • Kibrinin, hışmının yüzünden gözü, vakitsiz öten horoza döndü.
  • Vakitsiz çan çalan, vakitsiz öten horozun başını kesmek vaciptir.
  • Her an, canının bir cüz’ü ölüm halindedir. Her an can verme zamanındadır. Can verme ânında imanını gör, gözet!
  • Ömrün, altın kesesine benzer, geceyle gündüz de para sayan adamdır.
  • Bilmeden, anlamadan sayar durur, nihayet kese boşalır, ay tutulur. 125
  • Dağdan alsan da yerine koymasan dağ bile yerin de kalmaz, yok olur gider.
  • Şu halde her an yerine karşılık koy ki: “Secde et de yaklaş” ayetinin maksadı neyse bulasın.