- Kibrinin, hışmının yüzünden gözü, vakitsiz öten horoza döndü.
- مرغ بیهنگام شد آن چشم او ** از نتیجهی کبر او و خشم او
- Vakitsiz çan çalan, vakitsiz öten horozun başını kesmek vaciptir.
- سر بریدن واجب آید مرغ را ** کو بغیر وقت جنباند درا
- Her an, canının bir cüz’ü ölüm halindedir. Her an can verme zamanındadır. Can verme ânında imanını gör, gözet!
- هر زمان نزعیست جزو جانت را ** بنگر اندر نزع جان ایمانت را
- Ömrün, altın kesesine benzer, geceyle gündüz de para sayan adamdır.
- عمر تو مانند همیان زرست ** روز و شب مانند دینار اشمرست
- Bilmeden, anlamadan sayar durur, nihayet kese boşalır, ay tutulur. 125
- میشمارد میدهد زر بی وقوف ** تا که خالی گردد و آید خسوف
- Dağdan alsan da yerine koymasan dağ bile yerin de kalmaz, yok olur gider.
- گر ز که بستانی و ننهی بجای ** اندر آید کوه زان دادن ز پای
- Şu halde her an yerine karşılık koy ki: “Secde et de yaklaş” ayetinin maksadı neyse bulasın.
- پس بنه بر جای هر دم را عوض ** تا ز واسجد واقترب یابی غرض
- Bütün işlere böyle çalışma, dindeki işten başka iş için savaşma.
- در تمامی کارها چندین مکوش ** جز به کاری که بود در دین مکوش
- Sonra sonunda tamamlamadan geçip gidersin. İşlerin sona ermez, ekmeğin de ham kalır.
- عاقبت تو رفت خواهی ناتمام ** کارهاات ابتر و نان تو خام
- O mezarını lâhdini yapma işi taşla, tahtayla, kilimle, keçeyle olmaz. 130
- وان عمارت کردن گور و لحد ** نه به سنگست و به چوب و نه لبد