- Böyle böyle o hicapsız nuru da kabul etmeye istidat kazanır, gizli nuru da hicapsız olarak görürsün.
- تا پذیرا گردی ای جان نور را ** تا ببینی بیحجب مستور را
- Bu suretle yıldız gibi felekte seyreder, hatta felekten hariç keyfiyetsiz seferlere düşersin!
- چون ستاره سیر بر گردون کنی ** بلک بی گردون سفر بیچون کنی
- Yokluktan varlığa geldin ya… Kendine gel, geldin ama nasıl geldin Sarhoşça… Hiç kendinden haberin yok!
- آنچنان کز نیست در هست آمدی ** هین بگو چون آمدی مست آمدی
- Geldiğin yollar aklında bile kalmadı. Fakat biz yine sana bir remiz söyleyecek, bir şey hatırlatacağız. 1290
- راههای آمدن یادت نماند ** لیک رمزی بر تو بر خواهیم خواند
- Bu aklı terk et de hakikî akla ulaş. Bu kulağı tıka da hakikî kulak kesil!
- هوش را بگذار وانگه هوشدار ** گوش را بر بند وانگه گوش دار
- Hayır hayır… Söyleyeceğim, çünkü henüz hamsın sen. Daha ilkbahardasın, Temmuzu görmedin bile!
- نه نگویم زانک خامی تو هنوز ** در بهاری تو ندیدستی تموز
- Ey ulular, bu cihan bir ağaca benzer; biz de bu âlemdeki yarı ham, yarı olmuş meyveler gibiyiz.
- این جهان همچون درختست ای کرام ** ما برو چون میوههای نیمخام
- Ham meyveler, daha iyice yapışmıştır, oradan kolay kolay kopmazlar. Çünkü ham meyve köşke, saraya lâyık değildir ki.
- سخت گیرد خامها مر شاخ را ** زانک در خامی نشاید کاخ را
- Fakat oldu da tatlılaştı, dudağı ısırır bir hale geldi mi artık dallara iyi yapışmaz, hemen düşüverir. 1295
- چون بپخت و گشت شیرین لبگزان ** سست گیرد شاخها را بعد از آن
- O baht ve ikbal yüzünden adamın ağzı tatlılaştı mı insana bütün cihan mülkü soğuk gelir.
- چون از آن اقبال شیرین شد دهان ** سرد شد بر آدمی ملک جهان