English    Türkçe    فارسی   

3
1505-1514

  • Bu suretle de her birinin aslını meydana çıkarır, bir cinse mensup olmayandan izhar eder. 1505
  • گوهر هر یک هویدا می‌کند ** جنس از ناجنس پیدا می‌کند
  • Herkes kahrı lütuftan ayırt eder, anlar… İster bilgi sahibi olsun, ister cahil, ister aşağılık!
  • قهر را از لطف داند هر کسی ** خواه دانا خواه نادان یا خسی
  • Fakat kahır içinde gizli olan lütfu yahut lütuf içinde gizlenmiş bulunan kahrı,
  • لیک لطفی قهر در پنهان شده ** یا که قهری در دل لطف آمده
  • Az kişi anlar. Meğerki gönlünde bir can mehengi olan Allah’a mensup bir er olsun.
  • کم کسی داند مگر ربانیی ** کش بود در دل محک جانیی
  • Bundan başkaları kahırda gizli olan lütufla, lütufta gizli bulunan kahrı anlayamaz, şüpheye düşerler. Onlar, âdeta yuvalarına bir kanatla uçup ulaşmak isteyen kuşlara benzerler!
  • باقیان زین دو گمانی می‌برند ** سوی لانه‌ی خود به یک پر می‌پرند
  • (Başlık yok)
  • بیان آنک علم را دو پرست و گمان را یک پرست ناقص آمد ظن به پرواز ابترست مثال ظن و یقین در علم
  • Bilginin iki kanadı vardır, şüpheninse tek. Zan noksandır, uçmaz. 1510
  • علم را دو پر گمان را یک پرست ** ناقص آمد ظن به پرواز ابترست
  • Tek kanatlı kuş, çabucak baş aşağı düşer. Sonra uçmaya savaşır ama ya iki adımlık bir yer aşabilir, ya birazcık daha fazla.
  • مرغ یک‌پر زود افتد سرنگون ** باز بر پرد دو گامی یا فزون
  • Şüphe kuşu düşe kalka ümit yuvasına tek kanatla uçmaya savaşır.
  • افت خیزان می‌رود مرغ گمان ** با یکی پر بر امید آشیان
  • Fakat şüpheden kurtuldu da bilgi sahibi oldu mu o tek kanatlı kuş, iki kanatlı kesilir. Kanatlarını açar.
  • چون ز ظن وا رست علمش رو نمود ** شد دو پر آن مرغ یک‌پر پر گشود
  • Ondan sonra yüzüstü, eğri büğrü değil, doğru yolda güzelce uçar gider.
  • بعد از آن یمشی سویا مستقیم ** نه علی وجهه مکبا او سقیم