English    Türkçe    فارسی   

3
1606-1615

  • Ellerini, bileklerini paramparça ettiler. Hayrete düşen ruh, ne önü görür, ne ardı!
  • Nice babayiğit erler vardır ki savaşta elleri, ayakları kesilir de,
  • Yine savaştan el çekmez, kendini sağlam sanırlar.
  • Fakat sonradan görür ki el kesilmiş, bir hayli de kan akmış da haberi bile yok!
  • Ten, ruhun elbisesine benzer, bu el de ruhun elinin yenidir, bu ayak da ruhun ayağına giydiği mesttir
  • Bil ki bu ten, elbiseye benzer. Yürü, bu elbiseyi giyeni ara, elbiseye sürünüp durma. 1610
  • Ruha Allah’ı tevhit etmek hoş gelir. Görünmeyen bir başka el, ayak var.
  • Rüyada el, ayak görür, bir şey alır, bir yere gider, birisiyle görüşür, konuşursun ya… Onu hakikat bil saçma zannetme.
  • Sen, bedensiz bir bedene sahipsin, gayri canının cisminden çıkacağından korkma.
  • Dağda halvet eden dervişin hikâyesi
  • ”Dağlarda oturan bir derviş vardı. Yalnızlık, onun arkadaşı ve nedimiydi.
  • Allah şarabını içmiş olduğundan erkeklerin sözlerinden de usanmıştı, kadınların sözlerinden de. 1615