- Uykudan uyanınca senden gitmiş olan akıl ve duyguyu yine sana iade eder.
- آن زمانی که در آیی تو ز خواب ** هوش و حس رفته را خواند شتاب
- Buna bak da ölünce de bil ki onlar kaybolmaz, Allah geri gel diye ferman etti mi gelirler.
- تا بدانی کان ازو غایب نشد ** باز آید چون بفرماید که عد
- Uzeyr Aleyhisselâm’ın merkebinin cüc’ülerinin çürüdükden sonra Allah izniyle bir araya gelip Uzeyr’in gözünün önünde dirilmesi
- اجتماع اجزای خر عزیر علیه السلام بعد از پوسیدن باذن الله و درهم مرکب شدن پیش چشم عزیر علیه السلام
- Allah dedi ki. “Uzeyr, eşeğine bir iyice bak. Çürümüş etleri dökülmüş…
- هین عزیرا در نگر اندر خرت ** که بپوسیدست و ریزیده برت
- Onun cüz’ülerini gözünün önünde bir araya getirecek, başını, kuyruğunu, kulaklarını, ayaklarını düzüp koşacağım.
- پیش تو گرد آوریم اجزاش را ** آن سر و دم و دو گوش و پاش را
- Görünürde bir el olmadığı halde bütün cüz’üleri bir araya getiren, cesedin parçalarını bir yere toplayan benim. 1765
- دست نه و جزو برهم مینهد ** پارهها را اجتماعی میدهد
- Şu yama yamama sanatına bak hele. Eski palasları iğnesiz dikip durmada
- در نگر در صنعت پارهزنی ** کو همیدوزد کهن بی سوزنی
- Diktiği sıralarda ne ip var, ne iğne. Fakat öyle bir diker ki ortada terzi bile görünmez.
- ریسمان و سوزنی نه وقت خرز ** آنچنان دوزد که پیدا نیست درز
- Gözünü aç da haşri apaşikâr gör… Kıyamette hiçbir şüphen kalmasın.
- چشم بگشا حشر را پیدا ببین ** تا نماند شبههات در یوم دین
- Varlık zerrelerini nasıl tamamıyla topluyorum, gör de ölürken bu hayata sarılıp titreme.
- تا ببینی جامعیام را تمام ** تا نلرزی وقت مردن ز اهتمام
- Uyurken bedeninin duygularının mahvolmayacağından eminsin ya. 1770
- همچنانک وقت خفتن آمنی ** از فوات جمله حسهای تنی