- Eve barka mağrur olmaktan çekinir, hadi ey nefis zenginleşmek, bir şey elde etmek için sefere düş derim;
- غرة المسکن احاذره انا ** انقلی یا نفس سیری للغنا
- İmtihanda muvaffak olması için kalbimi hiçbir yere alıştırmam derdi.
- لا اعود خلق قلبی بالمکان ** کی یکون خالصا فی الامتحان
- Gündüzleri yol yürür, sefer eder, geceleri ibadette bulunur, namaz kılardı. Gözü açıktı o erin… Padişahı görürdü, bir doğan kuşuna benzerdi. 1930
- روز اندر سیر بد شب در نماز ** چشم اندر شاه باز او همچو باز
- Halktan çekilmişti, fakat huyunun kötülüğünden değil… Kadından da ayrılmıştı, erkekten de, fakat ikilik korkusuyla değil!
- منقطع از خلق نه از بد خوی ** منفرد از مرد و زن نه از دوی
- Halka şefkat gösterirdi, su gibi faydalıydı, onlara güzel bir şefaatçiydi, duası da Allah tarafından kabul edilirdi.
- مشفقی خلق و نافع همچو آب ** خوش شفعیی و دعااش مستجاب
- Daima iyiyi de esirgerdi, kötüyü de… Herkese karşı anadan daha iyi babadan daha düşkün ve muhabbetliydi.
- نیک و بد را مهربان و مستقر ** بهتر از مادر شهیتر از پدر
- Peygamber: “Ey ulular, ben size baba gibi şefkat ederim, sizi babanız gibi severim.
- گفت پیغامبر شما را ای مهان ** چون پدر هستم شفیق و مهربان
- Çünkü siz benim cüz’lerimsiniz. Neden cüz’ü külden ayırırsınız?” demiştir. 1935
- زان سبب که جمله اجزای منید ** جزو را از کل چرا بر میکنید
- Cüz, külden ayrıldı mı bir işe yaramaz. Tenden bir uzuv kesildi mi o uzuv, murdar olur.
- جزو از کل قطع شد بی کار شد ** عضو از تن قطع شد مردار شد
- Tekrar aslına ulaşmazsa ölür kalır, candan haberi bile olmaz.
- تا نپیوندد بکل بار دگر ** مرده باشد نبودش از جان خبر