- Sonra kendime gelip yine kalktım, yola düştüm. Fakat bir yere gidiyordum ki ne başım bendeydi ne ayağım! 2000
- باز با هوش آمدم برخاستم ** در روش گویی نه سر نه پاستم
- Mumların yedi adam şeklinde görünmesi
- نمودن آن شمعها در نظر هفت مرد
- Derken bu yedi mum, nurların ta lâcivert kubbeye kadar yükselen,
- هفت شمع اندر نظر شد هفت مرد ** نورشان میشد به سقف لاژورد
- Gündüzün nurlarını bile bir karaltı gibi gösteren, aydınlıklarıyla bütün nurları silip süpüren yedi adam şekline girdi.
- پیش آن انوار نور روز درد ** از صلابت نورها را میسترد
- Mumların yedi tane ağaç olması
- باز شدن آن شمعها هفت درخت
- Sonra o yedi adam, yedi tane ağaç oldu. İnsan yeşilliklerinden neşeleniyordu.
- باز هر یک مرد شد شکل درخت ** چشمم از سبزی ایشان نیکبخت
- Yapraklarının çokluğundan dalları görünmemekte, meyvelerinin bolluğundan yaprakları kaybolmaktaydı.
- زانبهی برگ پیدا نیست شاخ ** برگ هم گم گشته از میوهی فراخ
- Dallar ta Sidre’ye kadar yükselmiş… hatta Sidre de ne oluyor? Halâ’yı bile aşmıştı. 2005
- هر درختی شاخ بر سدره زده ** سدره چه بود از خلا بیرون شده
- Kökleri, yerin dibine kadar girmiş, yayılmış, öküzle balığı bile geçmişti.
- بیخ هر یک رفته در قعر زمین ** زیرتر از گاو و ماهی بد یقین
- Kökleri, dallarından daha taze, daha lâtifti. Bunları seyredenin aklı, hayretlere düşüyor, altüst oluyordu.
- بیخشان از شاخ خندانرویتر ** عقل از آن اشکالشان زیر و زبر
- Olgunluktan yarılan meyvelerinden su gibi nur şimşekleri fışkırtmaktaydı!
- میوهای که بر شکافیدی ز زور ** همچو آب از میوه جستی برق نور
- Bu ağaçların halkın gözünden gizli kalması
- مخفی بودن آن درختان ازچشم خلق
- Asıl şaşılacak şeye gelince: O ovalardan, o çöllerden yüz binlerce adam geçiyor,
- این عجبتر که بریشان میگذشت ** صد هزاران خلق از صحرا و دشت