English    Türkçe    فارسی   

3
2081-2090

  • Seni koruyanları görmüyorsan kendine bak! İhtiyarın elinde mi senin?
  • حافظان را گر نبینی ای عیار ** اختیارت را ببین بی اختیار
  • Zahiren ihtiyarın elinde… Elin, ayağın bağlı değil… Peki, ya neden hapistesin, neden,
  • اختیاری می‌کنی و دست و پا ** بر گشادستت چرا حسبی چرا
  • Seni koruyan memuru inkâr etmeye yüz tuttun da dilediğin şeylerden seni alıkoyan nefsin tehditleri adını taktın ha!
  • روی در انکار حافظ برده‌ای ** نام تهدیدات نفسش کرده‌ای
  • Dekukî’nin imam olarak öne geçmesi
  • پیش رفتن دقوقی رحمة الله علیه به امامت
  • Dekukî’ye “Bu sözün sonu yoktur. Namaz vakti, hemencecik öne geç.
  • این سخن پایان ندارد تیز دو ** هین نماز آمد دقوقی پیش رو
  • Ey tek kişi, bize iki rekât sabah namazı kıldır da zaman seninle bezensin. 2085
  • ای یگانه هین دوگانه بر گزار ** تا مزین گردد از تو روزگار
  • Ey gözü aydın imam, bize imamlık et… İmam olanın gözü açık olması lâzım.
  • ای امام چشم‌روشن در صلا ** چشم روشن باید ایدر پیشوا
  • Şeriat de körün imamlığı mekruhtur.
  • در شریعت هست مکروه ای کیا ** در امامت پیش کردن کور را
  • Hafız, akıllı ve fakih olsa bile körün imamlığı hoş değil. Sersem ve suçlu olsa bile gözü açık imam bu çeşit körden iyidir.
  • گرچه حافظ باشد و چست و فقیه ** چشم‌روشن به وگر باشد سفیه
  • Kör, pisliklerden çekinemez. Çekinmenin asıl sebebi, asıl vesilesi gözdür.
  • کور را پرهیز نبود از قذر ** چشم باشد اصل پرهیز و حذر
  • Kör yolda yürürken pisliği göremez. Dilerim, hiçbir müminin gözü kör olmasın. 2090
  • او پلیدی را نبیند در عبور ** هیچ مومن را مبادا چشم کور