- Tahiyatta, salih kişilere selâm verilirken bütün peygamberler methedilmiş olur; hepsinin methi, birbiriyle yoğururlar.
- در تحیات و سلام الصالحین ** مدح جملهی انبیا آمد عجین
- Medihler, birbirine karışır, âdeta testilerdeki sular, bir leğene dökülür.
- مدحها شد جملگی آمیخته ** کوزهها در یک لگن در ریخته
- Çünkü övülen, bir kişiden daha fazla değildir ki. Bundan dolayı dinler, mezhepler, ancak tek bir mezhepten ibarettir.
- زانک خود ممدوح جز یک بیش نیست ** کیشها زین روی جز یک کیش نیست
- Bil ki her övüş, Allah nuruna varır, ulaşır; suretlerle şahısları övüşse âriyettir. 2125
- دان که هر مدحی بنور حق رود ** بر صور و اشخاص عاریت بود
- Müstahak olmayanı kim metheder ki? Fakat bilmeyenler, şunu bunu methediyor sanırlar da yol azıtırlar.
- مدحها جز مستحق را کی کنند ** لیک بر پنداشت گمره میشوند
- Bu, şuna benzer: bir duvara herhangi bir nurdur vurur. Duvar o nurun aksetmesine bir vasıtadır.
- همچو نوری تافته بر حایطی ** حایط آن انوار را چون رابطی
- Fakat ayın aksi aslına ulaştı mı, yol azıtan kişi ayı kaybeder, övüşü terk eder.
- لاجرم چون سایه سوی اصل راند ** ضال مه گم کرد و ز استایش بماند
- Yahut da ay, bir kuyuya akseder, adam da bu aksi görür, başını kuyuya uzatır, bakar durur.
- یا ز چاهی عکس ماهی وا نمود ** سر بچه در کرد و آن را میستود
- Methe başlarsa hakikatte ayı metheder, isterse bilgisizlikle ayın aksine yüz tutmuş olsun. 2130
- در حقیقت مادح ماهست او ** گرچه جهل او بعکسش کرد رو
- Övüşü aya aittir, ayın aksine ait değil. Fakat birisi, Hakk’ı övmez de mahlûku överse yanlış bir iş yapmış olur ki bu, küfürdür.
- مدح او مهراست نه آن عکس را ** کفر شد آن چون غلط شد ماجرا