English    Türkçe    فارسی   

3
2135-2144

  • Hayale meylin yok mu? Senin için bir kanada benzer. O kanatla uçar, hakikatte yükselirsin. 2135
  • با خیالی میل تو چون پر بود ** تا بدان پر بر حقیقت بر شود
  • Fakat şehvete uydun mu kanadın dökülür, topal kalırsın, o hayal de senden kaçar gider.
  • چون براندی شهوتی پرت بریخت ** لنگ گشتی و آن خیال از تو گریخت
  • Kanadını koru, şehvete kapılma da meyil kanadın seni cennetlere yüceltsin.
  • پر نگه دار و چنین شهوت مران ** تا پر میلت برد سوی جنان
  • Halk kendilerini güzel yaşıyoruz, zevk ve işrette bulunuyoruz sanır ama onlar, bir hayal uğruna kendi kanatlarını kendileri yolarlar.
  • خلق پندارند عشرت می‌کنند ** بر خیالی پر خود بر می‌کنند
  • Bu nükteyi başka bir yerde anlatmak borcum olsun… Şimdi bana mühlet ver, halim yok, susayım.
  • وام‌دار شرح این نکته شدم ** مهلتم ده معسرم زان تن زدم
  • O kavmin Dekukî’ye uyması
  • اقتدا کردن قوم از پس دقوقی
  • Dekukî, namaz kıldırmak üzere onların önüne geçti, o kadar birleştiler, o kadar kaynaştılar ki sanki onlar atlas bir kumaştı, Dekukî de o kumaşın sırması, süsü! 2140
  • پیش در شد آن دقوقی در نماز ** قوم همچون اطلس آمد او طراز
  • O padişahlar, saf olup o ünlü imama uydular.
  • اقتدا کردند آن شاهان قطار ** در پی آن مقتدای نامدار
  • Tekbir getirince kurbanlık koç gibi âlemden çıktılar.
  • چونک با تکبیرها مقرون شدند ** همچو قربان از جهان بیرون شدند
  • Ey ulu tekbirin manası şudur: Yarabbi, huzurunda kurbanız.
  • معنی تکبیر اینست ای امام ** کای خدا پیش تو ما قربان شدیم
  • Koyun keserken “Allahu ekber-Allah uludur” dersin ya o geberesi nefsi keserken de bu söz söylenir.
  • وقت ذبح الله اکبر می‌کنی ** همچنین در ذبح نفس کشتنی