- Bizim suyumuza, dikkat et de bak, toprakta hapsedilmiş. Ey rahmet denizi, sen de çek bizi!
- آب ما محبوس گل ماندست هین ** بحر رحمت جذب کن ما را ز طین
- Fakat deniz, “Ben, seni çekip duruyorum ama sen, ben iyi tatlı bir suyum demektesin.
- بحر گوید من ترا در خود کشم ** لیک میلافی که من آب خوشم
- Senin lâfın, seni mahrum ediyor. O zannı bırak da bana gel” demektedir.
- لاف تو محروم میدارد ترا ** ترک آن پنداشت کن در من درآ
- Topraktaki su denize gitmek isterse de ayağını toprak tutmuştur, onu kendisine çekmektedir.
- آب گل خواهد که در دریا رود ** گل گرفته پای آب و میکشد
- Ayağını toprağın elinden kurtarırsa toprak, kupkuru bir hale gelir, o da hür kalır, başına buyruk olur! 2255
- گر رهاند پای خود از دست گل ** گل بماند خشک و او شد مستقل
- O toprağın suyu çekip mahvetmesi nedir? Senin halis şarapla mezeye düşkünlüğün!
- آن کشیدن چیست از گل آب را ** جذب تو نقل و شراب ناب را
- Böylece cihandaki her şehvet, ister mal olsun, ister mevki, ister ekmek…
- همچنین هر شهوتی اندر جهان ** خواه مال و خواه جاه و خواه نان
- Bunların her biri seni sarhoş eder. Bunları bulmazsan başın ağrımaya başlar, sersemleşirsin.
- هر یکی زینها ترا مستی کند ** چون نیابی آن خمارت میزند
- Bu gam sersemliği, bulamadığın şeyin seni sarhoş ettiğine delâlet eder.
- این خمار غم دلیل آن شدست ** که بدان مفقود مستیات بدست
- Bunların ihtiyaçtan fazlasına meyletme de, sana galebe etmesin, sana bey olmasın! 2260
- جز به اندازهی ضرورت زین مگیر ** تا نگردد غالب و بر تو امیر